Türkiye’nin savunma ve havacılık sanayii, kritik bir eşiği daha aştı. USEL Makine’nin geliştirdiği 5 eksenli su jeti kesim tezgâhı, TUSAŞ tesislerinde devreye alınarak ATAK helikopterlerinin stratejik parçalarının üretimine resmen başladı. Bu gelişme, yalnızca yeni bir makine kurulumu değil; makine imalat sanayisinde dışa bağımlılıktan kurtulma yolunda atılmış sembolik bir adım.
Yerli Makineden Yüksek Hassasiyet
5 eksenli su jeti teknolojisi, havacılık parçalarında milimetrik hassasiyet gerektiren kesim işlemlerinin temelini oluşturuyor. Artık ATAK helikopterinin karmaşık geometrili komponentleri, tamamen yerli mühendislik ürünü bu tezgâhlarda şekillenecek.
Sektör uzmanlarına göre, bu hamle yalnızca TUSAŞ’ın değil, tüm savunma ekosisteminin rekabet gücünü artıracak.
Lisans Engelinden Bağımsızlığa
USEL Makine Genel Müdürü Dr. Uğur Şimşir, yıllardır sektörün kronik sorunu olan lisans bağımlılığını şöyle özetliyor: “CNC makinelerimizde kullanılan 5 eksen lisansları için uzun süre beklemek zorunda kaldık. Bu gecikmeler, üretim zincirimizin hızını kesiyor, makine sanayimizi frenliyordu.”
Bugünse tablo farklı: Milteksan CNC kontrol üniteleri sayesinde tüm lisans ve yazılım kısıtları ortadan kalkıyor. Dr. Şimşir, “Savunma ve sivil sanayimiz bu sayede özgürleşecek ve yüksek ivmelenme dönemi başlayacak,” diyerek yerli çözümlerin stratejik değerini vurguluyor.
Yerli Üretimle Sıçrama Zamanı
Bu gelişme, makine imalat sanayine güçlü bir sinyal veriyor:
- Rekabet Gücü: Yerli kontrol üniteleri, yüksek hassasiyet ve düşük bakım maliyetiyle küresel pazarda Türk üreticilerin elini güçlendirecek.
- Ar-Ge İvmesi: Kontrol yazılımlarının Türkiye’de geliştirilmesi, mühendislik kabiliyetini artırarak diğer sektörlere teknoloji transferi sağlayacak.
- Tedarik Güvenliği: Kritik savunma projelerinde dış lisans bekleme riski ortadan kalkacak.
Gelecek: Savunmadan Sivil Sanayiye
USEL’in 5 eksenli tezgâhının yarattığı etki, yalnızca askeri projelerle sınırlı değil. Sivil havacılık, otomotiv ve enerji sektörlerinde de yüksek hassasiyetli üretim ihtiyacına cevap verecek. Bu da yerli makine üreticileri için yeni ihracat kapıları anlamına geliyor.
Türkiye, gökyüzüne uzanan yolculuğunda kritik bir bariyeri daha aştı. Artık yalnızca ATAK helikopterleri değil, bu başarıyı mümkün kılan yerli makineler de “havalanıyor”. Sektör için mesaj net: beş eksende millîleşme, küresel rekabette tırmanışın anahtarı olacak.