Davutoğlu Metal Genel Müdürü Can Sönmez, Made in Steel Fuarı’ndan sektörel risklere, yeni yatırımlardan küresel rekabete kadar çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Evet Can Bey, Made in Steel Fuarı’nda İtalya’dayız. Davutoğlu Metal olarak sizi artık yurt dışı fuarlarda, özellikle çelik sektöründeki etkinliklerde sıkça görüyoruz. Fuarı nasıl değerlendiriyorsunuz? Davutoğlu Metal açısından fuar nasıl geçti? Hangi ülkelerden ziyaretçilerle görüştünüz?

Öncelikle herkese merhaba diyorum. Teşekkür ederiz Murat Bey, siz de bizi hiçbir fuarda yalnız bırakmıyorsunuz, her zaman yanımızdasınız. İtalya’daki Made in Steel Fuarı genel olarak iyi geçti. Süreç anlamında başarılıydı ama geçen yıla göre biraz daha zayıf bir atmosfer vardı diyebilirim.

Bu yıl özellikle Hindistan’dan gelen müşteri sayısında artış vardı. Afrika bölgesinden gelen ziyaretçiler de dikkatimizi çekti. Ancak genel yoğunluk İtalyan müşterilerdeydi.

Bunun dışında Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelerden de bağlantılar kurduk. Fuarın ilk günü biraz durgundu ama ikinci gün ve bugün oldukça hareketli geçti. Yani genel anlamda ideal bir fuar oldu. Biz sonuçlardan memnunuz.

Artık bizim için bu tür fuarlara katılmak bir tercihten öte, bir gereklilik haline geldi. Çünkü yurt dışı fuarlarında bulunmak, ‘arenada biz de varız’ demek açısından çok önemli. Küresel rekabetin içindeyiz ve kendimizi her platformda göstermemiz gerekiyor.

Malum, şu anda dünyada birçok sektörde yeni bir yapılanma söz konusu. Özellikle Çin’e yönelik yaptırımlar, Çin’in küresel ticarette dışlanmaya çalışılması gibi süreçler yaşanıyor. Bu durum bazı üretim merkezlerinin değişmesine yol açabilir. Sizce bu tablo Türkiye için bir avantaja dönüşebilir mi? Avrupa, Türkiye için daha cazip bir pazar haline gelir mi?

Burada öncelikle şunu görmek lazım: Bu yaşananlar siyasi gelişmeler. Dünya genelinde Çin’e karşı alınan pozisyonlar, aslında doğrudan ticareti değil, daha çok jeopolitik dengeleri etkiliyor. Ama Çin’in üretim gücü, hacmi ve organizasyon yapısı gerçekten çok büyük. Bunu kimse yadsıyamaz. Uygun işçilik maliyetleri, devasa üretim kapasitesi var.

Çin’in yerine geçebilmek için, onun şartlarını oluşturmanız lazım. Ne Amerika bunu yapabilir, ne de Avrupa. Teknik anlamda da üretim gücü açısından da Çin şu an dev bir güç.

Dolayısıyla bu yaptırımların ya da Çin’in dışlanma çabalarının aslında Türk sanayicisine daha fazla zarar vereceğini düşünüyorum. Çünkü Çinli üreticiler, dünyaya daha agresif bir şekilde açılacaklar. Ve Türkiye, onlar için oldukça elverişli bir geçiş noktası. Bu da iç piyasada fiyat skalasını bozacaktır, üreticimizi sıkıştıracaktır. Yani bu politikaların Türk sanayicisi açısından çok da hayırlı sonuçlar doğuracağını düşünmüyorum. Uzun vadede olumlu etkiler beklemek şu an için bana pek mümkün görünmüyor.

Peki ham madde tarafında bu durumun etkisi ne olur sizce? Özellikle sıcak haddelenmiş rulo sac gibi temel ürünlerde Türkiye’nin yönü değişir mi? Tedarik politikaları yeniden şekillenir mi?

Bu gelişmeler, özellikle üretici tarafını zorlayacak gibi görünüyor. Çünkü piyasaya çok agresif fiyatlar girmeye başladı. Hem sıcak hem soğuk sacda, kütükte, yarı mamulde fiyatlar sert bir şekilde düşüyor. Bu da üreticiyi baskı altına alıyor. Öte yandan, traderların yani al-sat yapan tüccarların işi kolaylaşabiliyor çünkü fiyat avantajı yakalayabiliyorlar. Ama üretici tarafı ciddi anlamda darbe alıyor.

“Yeni Fabrika Yatırımlarımızla Krize Karşı Güçleniyoruz”

Türkiye’nin bu süreçten güçlü çıkması için özellikle finansman tarafında bazı dengelerin yerine oturması gerekiyor. Üreticinin yeni alanlar yaratabilmesi, alternatif pazarlara ulaşabilmesi lazım. Tabii ki herkes bir şekilde kendine göre bir yapı oluşturmaya çalışıyor, bir mücadele içinde. Ama bu süreç hem firmalar hem de sektör genelinde gerçekten zorlayıcı geçecek gibi duruyor. Açık konuşmak gerekirse, ben bu seneye dair çok pozitif bir tablo göremiyorum.

Davutoğlu Metal olarak yurt içi pazarda da aktif olduğunuzu biliyoruz. Hali hazırda devam eden yatırımlarınız var. Bunlardan biraz bahseder misiniz? Yeni projeleriniz neler?

Evet, şu anda şirket olarak büyümeye ve üretim kapasitemizi artırmaya odaklandık. Bünyemize iki yeni fabrika daha katıyoruz. Bunlardan biri tamamlandı ve üretime başladı. Diğeri de 1-2 ay içinde faaliyete geçecek. Amacımız, ürün yelpazemizi çeşitlendirerek riski dağıtmak. Ana ürün gruplarına daha fazla odaklanıyoruz. Ayrıca dünya pazarında henüz herkesin ulaşmadığı yerlere, daha az rekabetin olduğu bölgelere yöneliyoruz. İhracat tarafını artırarak iç pazardaki bozuk zemini dengelemeye çalışıyoruz. Krizleri fırsata çevirebilmek için yatırım şart. Biz de bu yönde elimizden geleni yapıyoruz.

Son olarak SteelTürk aracılığıyla sektördeki meslektaşlarınıza ya da dostlarınıza bir mesaj vermek ister misiniz?

Piyasada şu anda genel bir moral düşüklüğü var. Ama biz bunun geçici olduğunu düşünüyoruz. Zor zamanlardan geçiyoruz, evet ama bu zorlukları da birlikte aşacağımıza inanıyoruz.

Güzel günlerin mutlaka geleceğine inanıyoruz. Bu süreçte birbirimize destek olmalı, birlik içinde hareket etmeliyiz. Gün, birlik olma günüdür. Tüm sektör paydaşlarına güç, sabır ve başarı diliyorum.

dunya-arenasinda-biz-de-variz-8373.gif (840×470)