Sayan Grup Satış ve Pazarlama Müdürü Bilal Şamil Ayan ile Metalexpo Fuarı’nda gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Bilal Şamil Ayan. Uzun yıllardır demir çelik sektörünün farklı alanlarında çalışıyorum. Sayan Grup çatısı altında ise Satış ve Pazarlama Müdürü olarak görev yapıyorum. Bu görevim kapsamında grubun üç şirketi olan Dessan Demir Çelik, Sayan Metal ve Sayan Lojistik’in faaliyetlerinin pazarlama stratejilerini kurguluyor, müşteri ilişkilerini yönetiyor ve yeni iş birliklerinin geliştirilmesi için çalışmalar yürütüyorum.
Sayan Grup’un faaliyet alanlarından bahseder misiniz?
Sayan Grup, aslında birbirini tamamlayan üç şirketten oluşuyor.
• Dessan Demir Çelik bünyesinde inşaat sektörünün vazgeçilmez ürünleri olan inşaat demiri, çelik hasır ve filmaşin tedarik ediyoruz. Türkiye’nin hemen hemen tüm fabrikalarıyla çalışıyor, üreticiden aldığımız bu ürünleri müteahhitlere ve uygulayıcılara ulaştırarak köprü görevi üstleniyoruz.
• Sayan Metal tarafında ise yassı mamuller, sac ve metal levha gibi ürünlere odaklanıyoruz. Burada daha çok sanayiye yönelik, üretimin temelinde yer alan ürün gamıyla hizmet veriyoruz.
• Sayan Lojistik ise tüm bu süreçlerin kesintisiz yürümesini sağlayan, nakliye ve dağıtım ayağımızı oluşturan şirketimiz. Demir-çelik sektörü gibi hacimli ve zamanlama açısından hassas bir alanda lojistik gücün önemi çok büyük. Bu yapı sayesinde müşterilerimize sadece ürün değil, aynı zamanda güvenilir tedarik zinciri ve sürdürülebilir iş ortaklığı sunuyoruz.
Firmanızın geçmişi hakkında bilgi verir misiniz?
Sayan Grup köklerini 1987 yılına dayandırıyor. Aile şirketi olarak kurulan ve kuşaktan kuşağa aktarılan bir yapıdan söz ediyoruz. Yıllardır inşaat sektöründe edindiğimiz deneyim, bugün demir çelik ticaretinde bize güçlü bir temel oluşturdu. İlk yıllarda bölgesel ölçekte faaliyet gösterirken, zamanla Türkiye genelinde bilinen ve tercih edilen bir marka haline geldik. Bugün geldiğimiz noktada, sektörde güven ve istikrar ile anılmak bizim için en büyük gurur kaynağı.
2025 yılı firmanız açısından nasıl geçti?
2025 yılı genel olarak piyasalarda durgunluğun hissedildiği, belirsizliklerin yoğun yaşandığı bir yıl oldu. Bizim için de bu dönemi “ayakta kalma yılı” olarak nitelendirebiliriz. Elbette kolay bir süreç değildi, ancak biz Sayan Grup olarak krizlere dayanıklı bir yapıya sahibiz. Sektör dalgalanmaları karşısında ayakta kalabilmek için hem mali disipline önem verdik hem de müşteri ilişkilerimizi güçlendirdik. Bu süreci başarıyla atlattığımızda önümüzdeki dönemde daha iyi koşulların oluşacağına inanıyoruz.
Kısa ve orta vadeli planlarınız neler?
Demir çelik sektörü öngörüsüz bir yapıya sahip. Enerji fiyatlarından hammadde maliyetlerine, küresel ticaretteki gelişmelerden inşaat sektöründeki taleplere kadar birçok faktör bizi doğrudan etkiliyor. Bu nedenle planlarımızı sürekli güncel tutmak zorundayız. Normal şartlarda 2025’in son çeyreğinde piyasalarda toparlanma bekliyorduk, ancak süreç biraz uzadı. Şu anda 2026’nın ikinci çeyreğine kadar bu durağanlığın devam edeceği öngörülüyor. Biz de yatırımlarımızı, stok politikamızı ve müşteri yönetimimizi buna göre şekillendiriyoruz. Orta vadede ise hem yurtiçinde hem de ihracat tarafında daha etkin rol almayı hedefliyoruz.
Metal Expo fuarını nasıl değerlendirirsiniz?
Metal Expo, bu yıl bizim için son derece verimli geçti. Açıkçası beklentilerimizin üzerinde bir katılım vardı. Piyasaların durağan olduğu böyle dönemlerde fuarlar sektörümüz için nefes aldırıcı bir rol üstleniyor. Hem üretici hem de tüketiciyle birebir temas kurabildiğimiz, yeni iş birliklerine kapı araladığımız bir ortam oluştu. Aynı zamanda sektördeki son teknolojileri, ürünleri ve trendleri yakından takip etme fırsatı bulduk. Bu yönüyle fuarın gelecekte de önemini artırarak sürdüreceğini düşünüyoruz.
Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Sayan Grup olarak en büyük önceliğimiz sürdürülebilir ve güvene dayalı ilişkiler kurmak. Sektörde yer alan tüm paydaşlara başarılar diliyorum. Umuyorum ki önümüzdeki yıllar, hem ülkemiz hem de demir çelik sektörümüz için daha canlı, üretken ve umut dolu geçer.