Türkiye paslanmaz çelik sektöründe Çin ve Endonezya kaynaklı dampingli ürünlerin yarattığı baskı giderek artarken, anti-damping soruşturmasının sonuçlarına dair beklentiler de yükseliyor. Sektör, yıllardır süren düşük fiyatlı ithalat nedeniyle yerli üretimin rekabet gücünün zayıfladığını, Türkiye’nin stratejik bir alanda dışa bağımlı hale geldiğini vurguluyor.

Türkiye’de paslanmaz çelik tüketimi hızla artmasına rağmen, ithalat oranı halen yüzde 80 seviyesinde bulunuyor. Yerli üreticiler, özellikle Uzak Doğu menşeli ürünlerin Avrupa pazarında talep bulamaması nedeniyle Türkiye’ye yöneldiğini; bunun da piyasa fiyatlarını baskılayarak sürdürülebilirliği tehdit ettiğini belirtiyor.

POSCO ASSAN: “Anti-Damping Rekabeti Bitirmez, Adil Rekabeti Başlatır”

Soruşturmanın en önemli taraflarından biri olan POSCO ASSAN, Türkiye’de yüksek kalite paslanmaz çelik üretimi yapan, yıllık 300 bin ton kapasiteye sahip güçlü bir yerli üretici olarak süreci yakından takip ediyor. Şirket yönetimi, anti-damping uygulamasının piyasayı kapatmak ya da rekabeti azaltmak için değil, aksine eşit koşullar sağlamak ve dampingli fiyatlarla bozulmuş dengeyi düzeltmek için gerekli olduğunu belirtiyor.

POSCO ASSAN CEO’su Ji Seob Choi, mevcut fiyat seviyelerinin Türkiye’de üretimin maliyet gerçekleriyle örtüşmediğini belirterek, dampingli ithalatın hem yatırım iklimini hem de sürdürülebilir üretimi tehdit ettiğini ifade ediyor. Choi, Türkiye’nin kendi paslanmaz çelik üretimini korumasının yalnızca sanayi için değil, aynı zamanda yeşil dönüşüm hedefleri açısından da kritik olduğunun altını çiziyor.

Kibar Holding’ten Sürece Destek: “Vergi Gelmesi Sektörün Dengesi İçin Şart”

POSCO ASSAN’ın ortağı Kibar Holding’in CEO’su Haluk Kayabaşı da benzer şekilde, Türkiye’nin mevcut koşullarda dampingli ürünlere karşı güçlü bir önlem almaması halinde Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerindeki koruma duvarlarının etkisinin Türkiye’ye yıkılacağını ifade ediyor. Kayabaşı, anti-damping vergisinin çift haneli seviyelerde olmasının beklendiğini, bunun ise sektörün ayakta kalması için zorunlu bir adım olduğunu kaydediyor. Kayabaşı ayrıca, çelik servis merkezlerinin ithalatçı birer ticaret şirketi gibi davranmasının yerli üretimin gelişimini yavaşlattığını belirterek, Türkiye’nin kendi sanayisine sahip çıkması gerektiğini vurguluyor.

Paslanmaz çelik; gıda, makine, enerji, kimya, savunma ve altyapı başta olmak üzere yüzlerce sektörde kullanılan stratejik bir girdi olmasına rağmen, Türkiye uzun yıllardır yurt dışına bağımlı durumda. Yerli üreticiler, anti-damping vergisinin yalnızca fiyat dengesini sağlamakla kalmayacağını; aynı zamanda yeni yatırımlar, kapasite artırımı ve teknolojik dönüşüm için gerekli zemini oluşturacağını belirtiyor. Yerli sanayicilere göre bu karar, Türkiye’nin stratejik üretim altyapısını korumak ve sürdürülebilir rekabet gücünü garanti altına almak için hayati önem taşıyor.