Hangzhou CIEC Group Orta Doğu Bölge Müdürü Yasin Kanbur, Türkiye’nin karşılaştığı çeşitli zorluklara rağmen orta vadede küresel düşük karbonlu çelik tedarik zincirinde güçlü bir ihracat merkezi konumunu güçlendirebileceğini belirtti.
Kanbur'a göre Türkiye'nin toplam çelik üretim kapasitesi 55–60 milyon ton seviyesinde bulunuyor. Son yıllarda fiili üretim 33–35 milyon ton bandında gerçekleşirken, üretimin önemli bir bölümü ihracata yöneldiği için dış pazar dinamikleri sektörün gelişimini belirlemeyi sürdürüyor.
Elektrik ark ocaklarına dayalı üretim modeli, özellikle Avrupa'nın sıkılaşan emisyon standartları çerçevesinde Türkiye’ye önemli bir rekabet avantajı sağlıyor. Ancak enerji fiyatlarındaki dönemsel artışlar, nihai ürün maliyetlerini ton başına 25–40 dolar yukarı çekerek rekabet gücünü sınırlayabiliyor. Bununla birlikte fiyatların öngörülebilirliği ve EAF tesislerinin esnek yapısı, ihracat açısından avantaj yaratmaya devam ediyor.
Uzman, küresel hurda piyasasında rekabetin hızla arttığını vurguladı. Avrupa Birliği’nin hurdayı stratejik hammadde ilan etmesi ve elektrik ark ocaklarına yönelik yatırımlarını artırması nedeniyle hurda fiyatlarında yüzde 10–15 aralığında dalgalanmalar görülebileceğini ifade etti. Türk üreticilerin ise maliyetleri dengelemek için “hurda–kütük–levha” arasında daha esnek tedarik stratejileri uyguladığını belirtti.
ABD pazarının gümrük engelleri ve ithalat kotaları nedeniyle Türk çeliğine büyük ölçüde kapanması, Türkiye’yi yeni bölgesel pazarlara yönlendirmiş durumda. Yıllık 12–14 milyon ton seviyesindeki yarı mamul ve mamul çelik ihracatında son yıllarda belirgin bir coğrafi çeşitlenme görülüyor.
Avrupa'da yürürlüğe giren Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (CBAM) hem teknik uyumluluk hem de operasyonel uygulamalar açısından önemli bir dönüşüm gerektirdiğini belirten Kanbur, MRV süreçlerinin standartlaştırılması, karbon ayak izi doğrulaması ve yenilenebilir enerji kullanımının artırılması gibi alanlarda Türk üreticilerin ilerleme kaydettiğini ifade etti. Ancak düşük karbonlu üretime geçişin yüksek finansman ihtiyacı nedeniyle orta vadeli planlamayı zorlaştırdığını da ekledi.
Türkiye’nin Ocak–Ekim döneminde çelik ihracatının 16 milyon tonun üzerinde gerçekleştiği, ihracat artışının özellikle sac ve profil ürünlerinde yoğunlaştığı; en büyük pazarların ise Romanya ve İtalya olduğu bildirildi.

















































