Türkiye’nin hava sahasını koruyan savaş uçakları, jeopolitik dengelerin merkezinde kritik bir rol oynuyor. Ancak son yıllarda yaşanan krizler, ülkenin modern hava gücünü sorgulatıyor. Rusya’dan alınan S-400 hava savunma sistemleri sonrası ABD ile yaşanan gerilim, Türkiye’yi küresel F-35 programından çıkardı. Peki, bu durum Türk Hava Kuvvetleri’nin savaş gücünü nasıl etkiliyor?
F-4E Phantom: Efsane Uçaklar Emekli Mi Oluyor?
1970’lerden beri Türk semalarında süzülen F-4E Phantom’lar, teknolojik olarak eskiye rağmen modernizasyon projeleriyle 2030’lara kadar uçmaya devam edecek. Ancak sadece 30 civarında aktif F-4E bulunuyor ve bu uçakların yıpranmış yapısı, artık her an “emekli” haberiyle gündeme gelebilir. Darbe girişimi ve pilot sıkıntısı yüzünden emekli etme planları askıya alındı.
F-16: Türkiye’nin Gökyüzündeki “Savaşan Şahini”
Asıl güç, modernizasyonla güncellenen yaklaşık 250 adet F-16’da. Türkiye, ABD’den yeni Blok 70 modelleri almak için anlaşma yaptı; ancak 2024’te modernizasyonun tamamının yerli tesislerde yapılmasına karar verildi. F-16’lar, “Viper” ismiyle NATO’nun gözde savaş uçaklarından biri olmaya devam ediyor.
F-35 Programından Çıkış: Türkiye’nin Kanadına Kilit Vuruldu
S-400 satın alımı sonrası ABD’nin F-35 programından çıkarması, Türkiye’nin beşinci nesil savaş uçağı vizyonunu sekteye uğrattı. Bu, sadece güncel hava gücü değil, Türkiye’nin uzun vadeli savunma stratejisi için de büyük bir darbe oldu.
Milli Muharip Uçak KAAN: Geleceğin Umudu
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin (TUSAŞ) gurur projesi KAAN, Şubat 2024’te ilk deneme uçuşunu yaptı. 2030’lardan itibaren envantere girmesi planlanan KAAN, Türkiye’nin beşinci nesil savaş uçağı olarak hava kuvvetlerini dönüştürecek. Ancak bu hedefe ulaşmak için zaman ve büyük kaynaklar gerekiyor.
Sonuç: Türkiye’nin Hava Gücü Ayakta, Ama Tehditler Büyüyor
Türkiye, modernizasyonla var olan uçaklarını en üst seviyeye taşısa da, F-35 programından çıkışı ve yeni nesil uçakların gecikmesi savunma gücünü zorlayabilir. Uzmanlar, “Türkiye’nin şu anki hava filosu güçlü ancak geleceğe yönelik yatırımlar kaçınılmaz” diyor. Gökyüzünde kontrolü sürdürmek isteyen Türkiye, KAAN’la kaderini yeniden yazmaya hazırlanıyor.